Tüm sanatlar müziğin konumuna ulaşmaya çalışır, derler..
Somuttan soyuta ulaşma çizgisi, tarihte sanatların sınıflandırılmasında kullanılan temel başarı ölçütü olarak kabul edilmiş.
Zamanla da dış dünyanın birebir taklidi olan somutla sınırlı çalışmalar (misal mobilyacılık) ve doğada olan biteni keşfetme arzusunda olan bilimsel çalışmalar ( misal geometri) sanatsal katagorilerden yavaş yavaş çıkarılmış.
Sanat evreninde ise, bir taraftan hala sanatı gerçeğin birebir taklidi sanan ve verili olanı sürdürerek yavan dünyalar kuranların zenaatçiliği..
Diğer taraftan dış dünyayı referans alanı olarak ele alıp, gerçekliği sorgulayarak yepyeni bir dünya yaratan ve isimlerini kültürel dünya mirasına yazdıranların sanatçılığı..
Ve müzik..
Sanatsal soyutluğun ve soyluluğun son noktası.
Kullanılan malzeme ( enstrüman-ses) sanatçının dünyasından çıktığı anda, eserin gözle görülenin dünyasına uğramadan, tini ele geçirmesi.
Notaların ve sesin anlamını kişinin kendi yaşamında bulması..
Ve bunu başarabilenlerin hızla azaldığı bir dünya...
Dış dünyadan gelenin alıp, tekrar dışarıya sunanların "konuşmalar"ı karşısında, dış dünyadan gelenin alınıp içeride sorgulanıp kavramsallaştırılıp dışarıya sunulduğu "söyleme"ler..
Sanat bir söyleme biçimdir.
"Eski aşklar yok!" diye başlayan benzeri yüzeysel ve anlamsız konuşmalarda kalmamak için, hiç bir zaman ortadan kalkmayan ve eskimeyecek değerlerin, yeniden değerlendirilmesi için, konuşmaktan söylemeye geçmek gerekir. Bu eşik sıçraması için de konuşmaktan söylemeye geçen sanatçıları dinlemek..
O sanatçılardan birisi:Özdemir Erdoğan..
Şarkılarının armonik yapısındaki çok sesli güzellikle, sözlerindeki karşıya duyulan sevgi ve daha da önemlisi önce saygıyla, hala eski ve yeni kuşaklar tarafından dinlenmeyi bekleyen..
" Kim bilir belki bir akşam üstü çıkarsın karşıma." "Gözlerim bir yerden aşina size." "Pervanelere döndüm seni görünce." Yapayalnızız kumsalda sen ve ben" "Bazen bir an için ömür bile verilir" "Bir gün gelirsem aklına,sor rüzgarlara." " Lütfedip yüzüme baktığın zaman,dolunay mehtabı görmüş gibiyim."
O sanatçılarla karşılaşma anları sonrasında, soyutlama evresi geçirerek sanatı hissetmek..
Değerleri hissetmek..
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder