28.06.2016
Sürekli hayat dolu, çevresine neşe saçan, eğlencesi bol bir
insanla uzun zaman birlikte olmak ne büyük bir işkence. Düşüncenin yoğunluğu
dramadır; yüzeyde komedi olarak dışarıya yansısa bile..
Chaplin'i izle! Gülüşün sahteliği ile gerçekliği arasındaki fark..
Birbirine benzer
binalarda, birbirine benzer insanlar yaşar ve en çok birbirlerine benzememekten
korkarlar; bu düşünceyi hiç bir zaman itiraf edemeseler de..
Başkalarının yapabileceği bir işe yıllarca her sabah aynı saatte koşarak
gitmek..Ve bunun olağan yaşam biçimi olduğunu düşünmek..Özü
kaybetmek..Kaybettiğini fark etmemek..Ne garip!
07.07.2016
"En son ne
zaman gökyüzüne baktın" mealinde bir cümleyi edebi bir anlatı içinde
okuyup ardından hemen balkona çıkıp kafasını yukarı kaldıran kişinin zihinsel dönüşümüne edebiyatın
etkisi sınırlı olacaktır..
Karşılaşmalara
hazır değilsen, karşına çıkan şeyin değerini nasıl bilebilirsin ki?..O kitabı
okumadan gökyüzüne bakmalısın zaman zaman!
13.07.2016
Hiç tanışmadığım
vefat etmiş birinin gazetedeki yaşarken çekilmiş portre fotoğrafına uzun süre
bakamam..Bakışları yaşayan bana çok şey söylüyor,beynim uğulduyor..”Sus” diyorum,
“biliyorum; ama sen de öyleydin, yapabileceğimiz
bir şey yok!”
01.08.2016
"İki burjuvanın konuşması derinleştikçe midem bulanıyor" sözünü ( Dostoyevski) ilk okuduğumda çok kötü hissettim kendimi..Korkunç bir gerçekliği "ötekiler" diyerek hemen savuşturamam..
04.08.2016
Tıpkı yıllar öncesi gibi..O duyguları hissetmek için güneş tam tepedeyken seçiyorum bu yolculuğu..Sayısız kereler yürüyerek veya bisikletle geçtiğim doğduğum kasabanın ara sokaklarını tamamlayıp o tek katlı avlu içinde eve varıyorum..17 yıldır uğramadığım o ev aynen duruyor..Yaşayanların çoğu yok..Düşlerimde ölüler, dilimde bir Aztek yazıtındaki kısa cümle:”bizi düşleyen bir düş var!”
04.08.2016
Tıpkı yıllar öncesi gibi..O duyguları hissetmek için güneş tam tepedeyken seçiyorum bu yolculuğu..Sayısız kereler yürüyerek veya bisikletle geçtiğim doğduğum kasabanın ara sokaklarını tamamlayıp o tek katlı avlu içinde eve varıyorum..17 yıldır uğramadığım o ev aynen duruyor..Yaşayanların çoğu yok..Düşlerimde ölüler, dilimde bir Aztek yazıtındaki kısa cümle:”bizi düşleyen bir düş var!”
Acının
sınırlarında gezmeden boş yapraklara anlam veremezsin..O halde insan niye
mükemmel bir eser yaratamıyorum,diye hayıflanır ki..Yaşamayı seçmenin nesi
kötü?
08.08.2016
Neden insanlar
yeni tanıştıkları birine “evli misiniz?” diye sorarlar? İnsan doğar, büyür, evlenir
ve ölür değil ki;insan doğar, büyür, sevişir ve ölür! Doğal olan yaşamda
budur..Ucuz beyinlerin aklınca karşı tarafa yönelik tahakküm sözleri.
09.08.2016
Hep eksik bir şey
var yaşamımda; kavuştuğum anda bile tamamlanmayan..Ne güzel..
Roman sanatında
zorlandığın anlarda tıpkı bir göz bağcının el çabukluğu marifeti ile
seyircisinde yarattığı yanılsama gibi,sen de metnini güzel
sözcüklerle süsleyerek okuyucunu oyalayabilir ve istediğin sonucu da kısmen
alabilirsin.Oysa sinema sanatında o koca perdede kaçacağın bir yer,sığınacağın
bir sözcük yok.Göz bağcıya izleyicinin tahamülü yok.. Çırılçıplaksın! Bu iki sanat dalı arasında hiyerarşik bir derecelendirme değil,sadece farklılıktır bana göre..
13.08.2016
Yerleşik hiç bir değer yargısı olmayan biri ile fikir tartışmasına girmenin trajik yanı, ortamdan daima muzaffer bir eda ve gülümsemeyle ayrılmaktır.
13.08.2016
Yerleşik hiç bir değer yargısı olmayan biri ile fikir tartışmasına girmenin trajik yanı, ortamdan daima muzaffer bir eda ve gülümsemeyle ayrılmaktır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder