23.11
Suyun akışı zamanı verir; suya atlayarak intihar eylemi bu
açıdan da anlam taşır.Kişisel ve kurgusal zamanın durduğu o an.
Çatışma içinde olduğun güç, eyleminin şekli ve içeriğini de belirler; peki ya karşıt güç gelecek olan saatler
ise? Fiziksel gerçekliği olan zamanla, zihinde
kurulan zaman algısı baş edemiyorsa? O
takdirde kazandıran eylem ne olacaktır?
Din mi? O umutsuzluğun teslimiyeti.
24.11
Sigara kesinlikle yasaksa ve içiyorsam hala, demek ki şu
yaşamda ölümümden daha kötü şeyler olmalı; misal tarifi zor içsel sıkıntılar
gibi..
30.11
Seni sevmeyeni sevmemekle neler kaçırdığını hiçbir zaman
bilemeyeceksin..Her zaman sevenlerle birlikte olmakla pek de bir şey kazanamadığını bilmediğin gibi.
03.12
Neden herkes çocuğuna aynı isimleri koyar; herkes gibi
olsun, diye mi? Bilinçaltı işte!
Yaşamak hiçbir şey eni sonu; nefes alıp veriyorsun, fazla abartma!
07.12
Çocukluğumun yaz günlerinde göçtüğümüz İncir bahçesinin son
sınırındaki kara ağacın ardındaki tepeden uzak bir köy görünürdü; hiç
gitmediğim, içinde oturanları hiç tanımadığım evler. Akşam üstü sessizliğinde o
tepeye oturur, rüzgarın uğultusunu dinler, o köyde yaşayanları düşünürdüm..Ve o
anlarda neden ağladığımı hiç bilemezdim.
Mezarın başına toplananların hareketleri bana sessiz sinema
yıllarının 16 kare ile çekilen
filmlerini hatırlatır; biraz daha hızlı, sessiz ve absürt. Giden için değil tabi bu
telaş, geride kalanların acelesi var; hayata geç kalmamak için, sanırım.
Çocukluğumda “Söz Savunmanın” dizisini izleyip avukat Petroçelli
gibi olmak istemiştim;oysa nereden bilebilirdim ben o mesleği değil, asıl o filmi
sevmişim.
Sinema, perdedeki rüyamız..
13.12
Pişmanlık, yaşanan şimdiki zamanlarda geçmişin değerlendirilmesidir
ve bilmez kişi, o zamanlar yaşarken sahip olduğu duygu ve düşüncelerden şu an çok
uzakta olduğunu.Üzülme, pişmanlık metafizik bir sığlıktır; durumların yaşarken ki doğasını
düşün, kurtulursun!
Kurtulamıyor musun ve hala çok mu pişmansın;o halde kendinden kurtul!
Kurtulamıyor musun ve hala çok mu pişmansın;o halde kendinden kurtul!
18.12
Yaşarken önceden aldığımız bazı önemli seçimleri siler ve yeniden kurarız; başka bir iş, başka bir ortak,
yeni arkadaşlar, yeni bir evlilik, bir çocuk daha veya başka bir şehir..O
yüzden hayat Shakespeare’ in söylediği gibi “prova edilmeden çıktığımız bir
sahne” değildir. Sık sık mizansen, yan karakterler değişse de ana karakter her sahnede aynı.. İşte gelecek zamanlarda trajik olan sorun da tam bu! Tekst bir parça değişse de tema hep aynı..
01.01.2017
“Adalet Oyunu” Ve “Beni Sen Anlat” filmleri yerine herkesin
izleyebileceği uyduruk filmler çekip çok paralar kazansaydım,ünlü
olsaydım..Şimdi bu yeni yıl akşamında kim bilir ne kadar çok arayanım, gelenim
olurdu. Benimle gurur duyacak, benimle olacak
yakınlarımı hayal kırıklığına uğrattım…Ne güzel.
Katliam haberleri..Tanımadığı birini öldürmesi için bir
insanın yaşamının ne kadar değersiz olması lazımdır.? Yaşamın anlamını kuramayan
ideolojiler.
02.01
Rüyada olta ile çıkardığımız kola kutusunu oraya biz
koyduk,der psikanalistler..Peki ya gerçek hayatta. durum farklı mı? Başımıza gelen bunca şeyden
sonra...Bilinçaltı sadece rüyada değil; asıl istekte;aradığımızı bulmamızda.
Başkasında bulduğun hataları ömür boyu taşırsın. Oysa şikayetin
daima kendine olsun; o takdirde sorunun yarınlara kalmaz. Aldatanda da, terk
edende de aynı şeyi yap.
04.01
Arkasını döndüğü anda unutan kediler gibi hayatlarımız.
Chaplin’i özlüyorum..