28 Temmuz 2012

Balkondaki Çocuk


Onlar basamağının başlarında, yirmiler basamağını  Kaf Dağı kadar uzak sandığı yaşlardı.

Gri sınıflarda, gri ruhlu öğretmenlerle  sınırlanan zamanlar, dışarıda geçen anlarının değerini arttırırdı.

80 metrekarelik evde 6 kişi yaşarken, küçük ön balkon hayalleri, dünya kadar genişti.

Balkona açılan odada "monark" marka  pikap üstüne usulca çizmeden koyduğu iğneden çıkan sesler, o yılların yaşamları gibi, evlerden sokağa taşıyordu.

Ülkenin yangın yeri olduğu gerçeğinden habersiz, Cumhuriyet (!)  rejiminin şanslı "Kemalist kazananlar"  tarafına düşmüş, yaşı dolayısıyla da yaşananlara umarsız  geçen rüya gibi o yıllardan sonra, müziğin yamulttuğu ruhu , söylenmemiş gerçekler ve söylenmiş yalanlar dolayısıyla artık kalan ömrünü sürekli bir mide bulantısı duyarak geçirecekti...

O şarkılar duygu yüklüydü...

O duygular balkonda, şarkı her bittiğinde odaya girilip, pilağın sonundan alınıp tekrar başına konan iğneyle sayısız kere yaşanacak, düşünceleri için anlam olacaktı...




Sevgilisi buluşmaya gelmeyen aşık, hala  tepedeki  tek ağacın altında o'nu bekleme devam ediyor, "Yeşilçam Sineması"nın kapandığından, seyircilerin çoktan gittiğinden habersiz..
Gece yarısı  Paul Mauriat o balkonda hala çalıyor..







Sanki Demis Roussos, Marlene'e birşeyler söylüyor.Balkondaki çocuk sözleri benzeterek mırıldanmayı çok seviyor. Bu parçanın büyüsünü  hiç tarif edemiyor.







Julio İglesias, o'nu görünce hissettiklerini nereden biliyordu? 







Akşamüstleri arkadaşlarla dolu olan o sokak, şimdi bomboş...İhan İrem'in pikaptan balkona taşan sesi, zaten gündüzlerin değil, gecelerin sesiydi...







 O rüzgarların ilerki yıllarda çok eseceğinden habersizdi...







Kapağında sandal ve deniz olan longplay'in B yüzü son parçasıydı.Parça çok uzundu; ama o hiç bitmesin istiyordu.Sokağın başındaki lambaya bakarken kulağında notalar  ve  rüzgarlar..Parçanın ismi niye öyle?.. Niye bu şarkı gözlerinde yaş oluyor?..İçerde anne babası uyuyor..Herkes yanında, peki ama kime bu özlem?



 

"Her yerde kar var".. Çok çizik 45'liğin üstü;ama yapacak bir şey yok, bin kere daha çalınacak!





 
Hiç gitmediği uzak diyarlara ilk bu şarkıyla gitti...O "akşam çöken dağlar"da olduğunu çok düşündü..






Adamo ile ses benzerliği onun önce şansı oldu ve sonra  unutuluş sebebi... O unutmadı...




 

O yaşlarda o  sözleri niye bu kadar çok sevdiğini düşünmeyecekti. Pavase'nin "gizlice korkulan şey, mutlaka başa gelir" sözünün  anlamını bilecek kadar büyümemişti.



 

Balkon akşamlarını  en çok Aylin Urgal'ın "Nerelerdeydin" şarkısını dinlemek için özleyecekti, memlekete gittiği yaz aylarında...Onun erken ölümü ile bu şarkı artık ona sadece sevdiği kızı düşündürmeyecekti.Aylin Urgal'ı hep özleyecekti..





 
"Dilek Taşı" için "arabesk" dediler. Önce şaşırdı, sonra " o zaman ben arabesk de seviyorum" dedi..




 

Long Play'in üstündeki üstü çıplak kadın çok güzeldi. Gitarı onunla sevdi."Kimse onun gibi çalamaz" diyordu...Yıllar sonra izini internette bulduğunda , çoktan ölmüş olduğunu da öğrendi. O  sanatçı  binlerce km ötede kendisini her akşam dinleyen bir yeniyetmeyi ne kadar etkilediğini hiç bildi mi acaba...




 
Bu şarkı en çok gecelere yakışıyordu...






"Holidays": bağırmadan, çağırmadan konuşur gibi...Müzik ne kadar güzel bir sanat dedirtiyor...Yarattığı anlam, notalardan  bağımsız.Araç ses verdiği anda görevi bitiyor ve sanki  ortadan kayboluyor. Bu yüzden mi  bütün sanatlar müziğin  konumuna ulaşmaya çalışır, derler.



 

"My way" plağı yoktu...O balkonda galiba hiç çalınmadı...Ama olsaydı, mutlaka bu şarkıyı hayatına yazardı..



 
 
Sonra 1980 geldi... Darbe... Üniversite yılları...Taşınma.

 
Yıllar sonra o sokaktan geçtiğinde çekinerek o balkona bakacaktı.
O kadar büyük dünya o küçük balkona mı sığmıştı..


2 yorum:

  1. sezgin yüksel19 Mayıs 2013 04:39

    Annlattlgln her ayrıntıya katalıyorum. Benzer duygularla sen o balkonda yaşadın bense bir kat aşağıdaki küçük odamda.. Hala bazlı şarkılkarl internette arıyorum

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Sezgincim şimdi gördüm yazını..O balkonda beraber az mı daldık seninle hülyalara..Ve hatırlar mısın hiç konuşmadan saatlerce plak dinlerdik..Seninle geçen anları daima özlemle anıyorum..arıyorum ..

      Sil